Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

tat vermek

  • 1 придавать

    несов.; сов. - прида́ть, врз
    vermek; katmak; kazandırmak

    при́данная артилле́рия — воен. emre verilen / verilmiş topçu

    придава́ть вкус чему-л.tat vermek

    э́то придаёт нам си́лы — bu bizlere güç katacak / verecek / kazandıracak

    прида́ть тео́рии логи́ческую после́довательность — teoriyi mantıki bir tutarlığa kavuşturmak

    прида́ть обуче́нию воспита́тельный хара́ктер — öğretime eğitici bir karakter kazandırmak

    он не прида́л э́тому никако́го значе́ния — buna hiç önem vermedi

    придава́ть лицу́ стро́гое выраже́ние — yüzüne seri bir ifade vermek

    э́тот препара́т придаёт ко́же мя́гкость — bu müstahzar cilde yumuşaklık verir / sağlar

    карти́ны прида́ли ко́мнате краси́вый вид — tablolar odaya güzel görünüm kazandırdı

    коло́нны не прида́ли за́лу красоты́ — sütunlar salona güzellik vermedi / katmadı

    Русско-турецкий словарь > придавать

  • 2 удовольствие

    zevk
    * * *
    с
    1) zevk, tat (-), lezzet, keyif (- yfi), haz (- zzı)

    испы́тывать удово́льствие от чего-л. — bir şeyden / bir şey yapmaktan zevk / haz duymak

    получа́ть удово́льствие от чего-л. — bir şeyden / bir şey yapmaktan zevk almak

    доставля́ть удово́льствие кому-л.zevk vermek

    мы не наме́рены доставля́ть ему́ тако́е удово́льствие — ирон. ona bu keyfi vermek niyetinde değiliz

    э́то не даёт никако́го удово́льствия — bunun hiç tadı / zevki olmuyor

    он ло́вит ры́бу ра́ди удово́льствия — zevk için balık tutar

    с удово́льствием — memnuniyetle, zevkle, seve seve, başımla beraber

    он рабо́тал с удово́льствием — (işinden) zevk alarak çalışıyordu

    он рабо́тал без (вся́кого) удово́льствия — zevk alarak çalışmıyordu

    2) ( развлечение) eğlence

    Русско-турецкий словарь > удовольствие

  • 3 привкус

    м

    име́ть при́вкус чего-л. — bir şey tadını vermek, çalmak

    ••

    оста́вить неприя́тный при́вкус — buruk bir tat bırakmak

    Русско-турецкий словарь > привкус

См. также в других словарях:

  • tat vermek — 1) acı, tatlı, ekşi vb. bir tat kazandırmak 2) mec. hoşa giden bir duruma sebep olmak 3) mec. bıktırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tat — 1. is., hlk. Dilsiz 2. is., dı 1) Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay 2) Tatlılık 3) mec. Hoşa giden durum, lezzet, zevk… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tatımak — tat vermek III, 257 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • burkmak — i, ar 1) Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek Birinin kolunu burkmak. 2) nsz Burkulmak Ayağım burktu. 3) Acı vermek, üzmek Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı. T. Buğra 4) mec. Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burmak — i, ar 1) Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni etrafında ters yönlere çevirerek bükmek Bazı sıkı zamanlarda öyle olur ki sırtımdan çıkan gömleği elimde burup sıktığım zaman, tekneden çıkmış çamaşır gibi zırıl zırıl su akar. R. N. Güntekin 2) İğdiş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tatır yer — kıraç yer, I, 361 tat ıtmak tadılmak, tadına tesir etmek, tat vermek, II, 299 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • baharat — is., ç., Ar. bahārāt Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II) Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lezzetlendirmek — i Tat vermek, lezzetlenmesini sağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soğan — is., bit. b. 1) Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa) 2) Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü Birleşik Sözler soğan çiçeği soğan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tatlandırıcı — sf. Yiyecek ve içeceklere tat vermek için kullanılan Tatlandırıcı toz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»